Sosyal Medya

Makale

Doğru Düşündüğümüz Yanlışlar…

EleÅŸtiri günlük dilimizin ekseni olmayı büyük bir baÅŸarı ile sürdürmektedir. EleÅŸtirinin niteliÄŸini ve etkisini de ayrıca tartışmaya açmakta yarar var… Ä°nsanların eleÅŸtirel tutumunun doÄŸruya ulaÅŸmayla sınırlı olup olmadığı da ayrı bir muamma… Her insan eleÅŸtiri yapabilir. Ancak bu eleÅŸtirinin eleÅŸtiri sayılabilmesi için doÄŸruya ulaÅŸma hedefinden sapmaması gerekli… En önemlisi de bu eleÅŸtirinin nisbi gerçeklikler üzerinden yapılmaması, kendini bununla sınırlamamasıdır…

Eleştirileri izlediğim kadarı ile şu konularda kafa karışıklıkları var: Din ile dindar arasındaki fark, İslamcı ile İslamcılık arasındaki fark, ideoloji ile bu ideolojiye tabi olan kişiler, vesaire bu çoğaltılabilir. Temelde düşünce ve eylem arasındaki korelasyonu bozuk durumlarda kolaya kaçılarak eylemdeki sorunları yüzünden kişilerden kaynaklı olmasına bakmadan düşünceyi eleştiriye tabi tutmaktır.

Bu ayrımları doğru yapmadığımız zaman akıl, felsefe veya bilim vurgumuzun bir karşılığı olmayacaktır. Meseleyi şahıslar üzerinden değil düşünceler üzerinden tartışmalıyız... Yani kişiler, sahip oldukları düşünceyi istismar edebilir, çıkarına uygun bir bakışla düşünceyi yeniden kişisel yoruma tabi kılabilir. Bütün bunları düşünceye mal etmek haksızlık olacaktır. Bir tek çıkış noktası var: düşünce bu yapılanları olumlar bir sistematiğe sahip ise bu eleştirilerin bir karşılığı olabilir.

Hıristiyanlar yerine Hıristiyanlığı eleştirmeliyiz, Müslümanların yerine de İslam'ı eleştirmeliyiz. İslamcıların yerine de İslamcılığı eleştirmeliyiz... Maksadımız üzüm yemekse tabi... Bu eleştirilerimizde haklı olup olmadığımız da yine düşünce tarafından cevabı verilmelidir.

Hıristiyan, Müslüman veya İslamcıyı eleştiriye tabi tutmanın yolu; sahip oldukları öğretiye uygun davranıp davranmadıkları noktasında sahihlik kazanabilir. Eğer böyle yapabilirsek bir diyalog oluşturabiliriz. Tabii ki eleştiriyi de düşüncenin sınırlarında kalma koşuluyla yapmalıyız...

Düşünceye yönelik eleştiri iki boyutlu olacaktır. Kendi içinde tutarlı ve bütünlüklü bir bakışı içermesi ve uygulamada sorunları çözücü olup olmadığı, yani işlevselliği bağlamında eleştiri yapılabilir. Bu tutum, kişileri doğruya ulaştırma imkânı sağlar...

Düşünce ile amel arasında mutabakat tam ise o zaman uygulamanın geçerliliğini, işlevselliğini ve sorun oluşturup oluşturmadığını veya sorunu çözerken nerede tıkandığını, bu tıkanıklığı çözüme kavuşturacak bir usulü var mı, yok muyu da eleştirebiliriz...

Müslümanları, Ä°slam’a uyup uymadıkları üzerinden eleÅŸtirebiliriz. Ama Ä°slam’ı varlık telakkisi, nasıl bir insan tipolojisi önerdiÄŸi, toplumsallığı, yasak ve emirleri, ahiret düşüncesi, yani dünya görüşü baÄŸlamında sorunları hangi yöntem vs ile çözüme kavuÅŸturduÄŸu, sorulara verdiÄŸi cevabın bilgi sistemi üzerinden eleÅŸtirebiliriz... DiÄŸer dünya görüşleri ile mukayese yapabiliriz, iÅŸlevselliÄŸini tartışabiliriz vs. sonuçta ya inanırız veya inkâr ederiz...

Yani Müslüman günahkâr olabilir, istismar edebilir vs. bu yüzden Müslüman’ı eleÅŸtirmek Ä°slam’ı eleÅŸtirmek anlamına gelmez. DiÄŸer konularda da durum budur. Yani meseleyi kendi zemininde tartışmak esas olmalıdır.

Buradaki kastım yanlış olan bir ÅŸeyi düzeltmektir. En azından dikkat çekmektir. Berhava olacak bir çabayı ve gayreti boÅŸa düşürmemektir. Düşünce zemini hep vardı ve hep var olacaktır. Kötü niyetliler ve kendi düşünce zeminine güvenmeyenler meseleyi saptırma adına, hedef ÅŸaşırtma adına bilerek bu yanlışa düşüyorlar…

Daha temel bir tartışma alanı da insanın sahip olduğu Tanrı düşüncesidir. Farklı Yaratıcı düşünceleri var. Bu Yaratıcılığın düşünsel zemindeki karşılığı, insana, varlığa yüklediği anlam, sorumluluğu yüklediği insandan beklentisi, varlığın dizaynı, yaşamın sistematiği ve insanların yaşadığı zorlukları/ kolaylıkları açıklama biçimi ile önerisinin anlam dünyası vs. üzerinden tartışılmalı ki Yaratıcı kabulümüzün çapını görelim... Korkacak bir şey yok yani...

Sonuç itibarı ile eylemlerimizi belirleyen ÅŸey düşüncelerimiz, düşüncelerimizi belirleyen ÅŸey ise varlık ve varlığın oluÅŸum aÅŸamaları ile yaratılış ve dolayısıyla Yaratıcı fikrimizdir. O yüzden en temelden baÅŸlayan bir eleÅŸtiri, bizi saÄŸlıklı bir yaklaşıma sahip kılabilir. Bunu gerçekleÅŸtirmekten azade kılan bir eleÅŸtiri geleneÄŸi sığ sularda yüzmeye çalışmaktan baÅŸka seçeneÄŸi yoktur… Bu sığ sularda yüzmek ise yüzme deÄŸil, çamura bulaÅŸmak anlamına gelir.

Cesur bir şekilde kendimizle hesaplaşmayı bizzat Yaratıcı kavramının düşünce dünyamıza kattığı üzerinden yapmalıyız. Anlam, Yaratıcının varlığı ve varlıkla kurduğu ilişkiden neşet eder. O yüzden Yaratıcının zihin dünyamızda neye tekabül ettiği ve hangi açılımlara neden olduğu gibi sorunların çözümüne hangi düzeyde katkı sunduğu da önemini korumaktadır.

Daha güncel bir tartışma olan partilerin eleÅŸtiriye tabi tutulması. Bir partiyi hangi yöntemle ve neye göre eleÅŸtiriye tabi tutmalıyız? Her partinin sahip olduÄŸu bir söylemi ve neler yapacağını belirleyen bir taahhütleri vardır. Yani parti politikalarını oluÅŸturan öğretisi üzerinden eleÅŸtirilebilir. Parti iktidara geldiÄŸinde ise hangi taahhütlerde bulunduÄŸu ve bunları ne kadar karşıladığı üzerinden eleÅŸtirilebilir. Ayrıca, parti iktidar etme biçimi veya muhalefet etme biçimi ile hangi sorunları oluÅŸturuyor? Mevcut sorunlara yönelik çözüm önerileri toplumsal gidiÅŸata hangi ölçüde katkı sunacaktır? Bu sorular çoÄŸaltılabilir de… Ancak eÄŸer saÄŸlıklı ve tutarlı bir eleÅŸtiri yapıyorsak bu sorular eÅŸliÄŸinde eleÅŸtiri yapmalıyız. Salt eleÅŸtiri yapmak için yapılacak eleÅŸtiri, hangi konuya münhasır olursa olsun, yanıltıcı ve çabaları boÅŸa çıkarıcı olmaktan kurtulamaz…

O yüzden, eleÅŸtiri; düşünce veya eyleme yada olgu veya olaya yönelik geliÅŸtirildiÄŸinde kendi zemininde ve doÄŸruya yönelik bir niyeti hesaba katarak yapıldığında olumlu sonuçlar elde etmeye yarayabilir. Yoksa anlamsız ve gereksiz gerilim ve çatışma alanı oluÅŸturmaktan baÅŸka bir ÅŸey elde edilemez…

Eleştiri bir haktır. Bu hakkın hakkını vererek yerine getirmek elzemdir. Eleştiriyi kötüye kullanmak herhangi bir hakkı kötüye kullanmak gibidir. Bundan sakınmak her aklı başında bir insanın vazgeçilmez özelliği olmalıdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.